Okula Yeni Başlayan Çocuklarda “Uyum”
Okulların açıldığı ilk gün ağlayan çocuklar, sınıflarda sıralara sığmayan çalışan veliler, velileri sınıflardan uzaklaştırmaya çalışan öğretmenler sıkça rastladığımız tablolardır. Herkesin bildiği gibi çocuklar oyun oynamayı çok severler ve okul bizim gözümüzde onların yeni arkadaş bulabilecekleri yer olabilir, neden ağladıklarını anlayamayabiliriz. Ama buradaki kilit nokta “bizim gözümüzde”. Ebeveynlerde okul imgesi zaman içerisinde akademik başarı için kilit nokta haline gelebiliyor ve değişebiliyorken çocuklardan bizim gözümüzden bakmalarını ne kadar bekleyebiliriz ki?
Okul dönemi, her çocuğun gelişim sürecinin bir parçasıdır kuşkusuz. Ancak çocuk okula o döneme kadar öğrendikleri ve çantasına topladıklarıyla başlar okula. Çocuk için okul yeni bir kavramdır; ya evdeki gibi güvende olmazsa, ya kimse onu sevmezse, ya yalnız kalırsa… Bu döneme kadar hissettiği güven duygusu ne kadar fazlaysa o doğrultuda okula adaptasyon kolaylaşır. Kendini güvende hisseden ve öz bakımını yaşına uygun gerçekleştirebilen çocuk; kendini ve duyguları daha iyi ifade edebilen, ne istediğini daha iyi bilen, yemeğini kendi başına yiyebilen, üzerini giyinebilen bir birey olarak okula daha kolay uyum sağlar. Bu nedenle öz bakım ile ilgili alışkanlıklar kazandırmak da ebeveynlerin işini kolaylaştırabilir. Hem ailelerde hem çocukta okulla ilgili korkuları, kaygıları, aklında soru işaretleri olabilir. Ailelere düşen öncelikle korku ve kaygılarını çocuklarına yansıtmamak olmalıdır. Çocuktaki korku ve kaygılar için üzerine detaylıca konuşulmalı ve korkunun asıl kaynağı öğrenilmelidir. Bunun için çocuğunuzdan resim çizmesini isteyebilir, birlikte okul hakkında bir hikaye oluşturabilir ve üzerine konuşabilirsiniz. Belki kendi hoş okul anılarınızdan bahsedebilir ve onundan böyle anıları olabileceğini, hoş anıları dinlemek için sabırsızlandığınızı söyleyebilirsiniz. Bu sayede hem çocuğunuzun kaygılarının yatışmasına hem de okul sürecinde motivasyonunun artmasına yardımcı olabilirsiniz.
Okul çocuk için yeni bir düzen demek aynı zamanda. Bu yeni düzen kısa, net ve anlaşılır olarak çocuğa anlatılmalıdır. Kaç gün gideceği, okulda ne kadar kalacağı, kiminle gidip- döneceği net ve somut biçimde anlatılmalıdır. Okula başlamadan önce günlük rutinleri okul başlamış gibi yeniden düzenlemek (yemek saati, uyku saati, televizyon/ internet süreleri gibi), okul için yapılan alışverişlerde fikrini almak, okulu önceden ziyaret etmek, gezmek ve mümkünse öğretmeniyle tanıştırmak, sevdiği ya da istediği bir objeyi veya oyuncağı seçip yanında götürmesine izin vermek biraz daha rahatlamasına ve adaptasyonun daha hızlı olmasına yardımcı olabilir; tanıdık bir yüz ve mekanda daha güvenilir hissedebilir. Okulun ilk günü geldiğinde ise çocuktan habersiz okuldan ayrılmak terk edilmiş, değersiz, sevilemeyen duygularını yaşamasına neden olabilir. Gideceğinizi söylemek, yakınlarda olacağınızı ihtiyacı olduğunda size ulaşabileceğini ya da öğretmeniyle konuşabileceğini söylemek, anne- çocuk/ baba- çocuk ilişkinize özel sarılma, kucaklaşma vb. yollarla ayrılmak daha sağlıklı olacaktır.
Okul dönemi başladıktan sonra ödev- oyun dengesi iyi ayarlanmalı ve ailenin kontrolünde olmalıdır. Unutulmamalı ki ödevler öğrenilenleri pekiştirmek için vardır oyun ise hayatı öğrenmek için. Bu dönemde oyuncaklar kaldırılmamalı, oyun süreleri iyi ayarlanmalıdır. Mükemmel olması beklenen ödevler çocuktaki kaygıyı artırır ve okul isteksizliğine neden olabilir. Oyun sadece oyuncaklarla olmak zorunda değil elbette. Gününün nasıl geçtiğini öğrenmeyi de oyun haline getirebilirsiniz. “Bana bir tane bugün seni mutlu eden, bir tanede sana iyi gelmeyen bir olay anlatabilir misin?”, “Bana üç tane olay anlat, iki tanesi gerçek olsun bir tanesi uydurma. Bende hangisi gerçek değil bulmaya çalışayım”. Bu sayede çocuk hem kendini sorguya çekilmiş hissetmez hem de anlaşıldığını ve önemsendiğini hisseder.
Kısaca, okula adaptasyon sürecinin kolaylaşması için çocuk iyi gözlemlenmeli, ayrılık kaygısı, endişe ve korkular azaltılmaya çalışılmalı; güven, merak ve motivasyon duyguları artırılmaya çalışılmalıdır.
Klinik Psikolog Duygu ERTEN