Sözel İletişimin Ötesi: Fiziksel Temas
Dokunma her insanın doğumdan sonra ilişki ve bağ kurmayı, sakinleşmeyi ve güvede olduğunu hissetmeyi deneyimlemesidir. Her bebek ağladığında annesinin ona sarılması, kucaklaması, öpmesi ve sırtını okşaması ile daha da sakinleşir. O sakinlik ve huzurun içinde olmak onlara güven veriri, yalnız olmadıklarını ve değerli olduklarını hissettirir. Ayrıca aidiyet duygusunu, empati kurabilmeyi, kendine güveni ve duygusal esnekliği de geliştirir
Çocukluktan yetişkinliğe doğru ilerlerken fiziksel temas kurma eğilimi azalır, temasta bulunduğumuz insanların sayısı azalmaya başlar. Duygusal yakınlığı ve güven duygusunu fazlasıyla hissettiğimiz insanlarla daha fazla sarılır, öpüşür, el ele tutuşur, sohbet ederken koluna- eline daha fazla temasta bulunuruz. Görece daha uzak olduğumuz insanlara ise bedensel olarak mesafe koyar, bazen tokalaşmaktan öteye geçmek bile istemeyiz.
Sağlıklı ve doğru dokunuşlarla karşımızdakine suçlamadan, yargılamada, eleştiri ve yorum yapma gereği duymadan iletişime geçmiş olduğumuzu gösteririz. Zor durumlarda sevdiklerimizin elini tutmak, sarılmak hem bize hem onlara güçlü hissettirir, sakinleştirir, “yanındayım” ve “yalnız değilsin” mesajını verir. Fiziksel temas sırasında hissedilen şefkat, sözlü iletişimin ötesine geçiyor, ilişkilerdeki bağı güçlendiriyor, stresi azaltıyor; dolaylı olarak meditasyona ve psikoterapiye olan ihtiyacı azaltabiliyor. İş ilişkilerinde stres altındaki zaman dilimlerinde çalışma arkadaşlarınızdan veya patronunuzdan aldığınız dozunda ve sınırları aşmayan temaslar (sırtın sıvazlanması, omuza ufak vuruşlar gibi) stresinizi azaltmaya, iş veriminizi yükseltmeye ve motivasyonunuzu artırmaya etki edecektir. Arkadaşlarınızla yapacağınız teşekkür için ya da içten gelerek yapılan sarılmalar, ufak arkadaşlığınıza özel şakalaşmalar veya selamlaşmalar günlük hayatta daha iyi hissetmenize yardımcı olacaktır.
İlişkilerdeki fiziksel temas denince akla en çok romantik ilişkiler veya evlilikler geliyor. Romantik ilişkilerin güven ve bağlılık üzerine kurulmasının yanı sıra aşkla birlikte hissedilen çekimde söz konusu. Ancak fiziksel teması cinsellikten bazen ayrı tutmak ilişki içerisindeki doyumu ve bağlılığı artırmaya yardımcı olur. Cinsellik de bir fiziksel temas aracıdır ancak zaman zaman anlaşılma, rahatlama ve kabul görme ihtiyacı cinsel hazdan daha ön planda olmaktadır. Cinsellik söz konusu olduğunda karşındaki incitme korkusu veya reddedilme korkusu gibi durumlar daha ağır basabilir; korku ve kaygılarımız konusunda daha savunmasız kaldığımız zamanlar yaşayabiliriz. Masaj yapmak, sarılmak, sarılarak film seyretmek, dans etme veya dans kurusuna katılmak, el ele tutuşmak veya fiziksel temasın daha fazla yaşayabileceğiniz aktiviteler bulabilirisiniz. Fiziksel temasın her fırsatta deneyimlemekten vazgeçmemeniz ve beraberken daha fazla gülmeniz fiziksel temasınızın sağlıklı, zararsız ve iyileştirici yönde olduğunun bir göstergesi olacaktır.
Fiziksel temasın sağlıklı ve iyileştirici etkisinin kendisi göstermesi için duygusal yakınlığın ve güven duygusunun fazla olması gerekmektedir. Yeni başlayan ilişkilerde fiziksel temas zamana bırakılmalı, önce güven duygusu oluşturulmalı. Özellikle yakınlarıyla bile fiziksel olarak temas kurmaktan hoşlanmayan insanlar vardır çevremizde. Geçmiş yaşantılarında güven kaybına neden olan deneyimler, tramva veya taciz yaşantısı olabilirler. Güven konusundaki hassasiyetlerinin anlayışla karşılamalı, zamana bırakılmalı ve hazır olunduğunda ilerleme için adımlar atılmalıdır. Dokunmak istenildiğinde reddedilmek karşı tarafta dışlanmış, sevilmeyen ve yalnız hissetmelerine neden olabilir, kişisel algılamamaya özen gösterilmelidir.
Fiziksel olarak temas kurmaktan hoşlanmayan bireyler dokunulmanın hissettirdiklerini deneyimlemek için kendilerine dokunmaya başlayarak ilk adımı atabilirler. Krem sürmek, üşüdükleri zaman değil akıllarına geldiklerine kollarını okşamak, ayna karşısında kendilerini övmek ve yanaktan makas almak birer adım olabilir. Bu durumun kaynağını bilmiyor, çözmek isteyip çözemiyorlarsa bir uzmandan psikoterapi yardımı alabilirler.
Klinik Psikolog Duygu ERTEN