Aşta Bağlanmak
İnsanların arasındaki ilişkileri belirleyen şey psikologlara göre çocukluklarındaki tecrübeleridir. Yani nasıl bir âşık olduğunuzu, ilişkileri yaşama şeklinizi annenizle bebekken kurduğunuz bağ etkiliyor hatta belirliyor!
Bağlanma kuramcılarına göre, insanın yetişkinlikte yaşadığı romantik ilişkilerin niteliği ve partnerinden beklentileri, kişinin küçüklüğünde annesiyle kurduğu bağlanma stili ile belirlenir. Bebeklik döneminde bireyin anne ile kurduğu ilişki, kişinin benlik algısı ve diğer insanları algılayış biçimini, yaptığı seçimleri, yakın ve romantik beraberliklerini, evliliğini etkilemektedir.
Peki bu bağlanma stilleri nelerdir?
Güvenli bağlanma
Bu bağlanma tarzı en sağlıklı bağlanma stilidir. Güvenli bağlanan kişiler, hem kendilerine hem de partnerlerine güvenirler. İlişki yaşamaktan korkmaz, ilişki içinde haz alır ve haz verirler, ilişki yürütmekte de zorlanmazlar. Genellikle uzun süreli ilişki kurarlar. Güvenli bağlanmaya sahip bireyler, terk edilme kaygısı yaşamazlar. İlişkilerinde olumlu ve yapıcı bir tutum sergilerler. Aşkı dünyalarının merkezine almazlar, bu kişiler kendi hayatlarını da aşkla beraber sürdürürler. Kuramcılara göre bu bağlanma stiline sahip olan insanlar; çocukken anneleri tarafından ağladığında ihtiyaçları karşılanan, göz kontağı kurup çocuğa sarılarak sıcak bir ilişki kurularak büyütülmüşlerdir.
Kayıtsız bağlanma
Bu bağlanma tarzına sahip kişilerin kendilik algıları fazla pozitiftir. Bu bireyler kendilerinin çok değerli olduğunu düşür ancak; diğer insanlara güvenmezler. Kimse ile kolay kolay yakın ilişki geliştirmezler. Dışarıdan soğuk, cool ya da snop olarak değerlendirilen kişilerdir. Başkalarına duydukları gereksinimi ve yakın ilişkilerin önemini reddederler. Aşkta kapılıp bağlanırlarsa duygularının olası partnerleri tarafından tam karşılanmama korkusu sebebiyle uzak kalmayı, ilişki kurmayı reddeler. Dışarıdan soğuk ve mesafeli dursalar da asıl korkuları yakın ilişkinin getireceği bağlanma ve buna bağlı yaşanabilecek terk edilme ya da karşılık alamamadır.
Bu bağlanma stilinde çocukken; kişinin ihtiyaç duyduğu, ilgi güven ve şefkati anneden görememiştir. Buna karşılık bilinçaltı ihtiyaç duygusunu bastırıp duygusal bir izolasyon yaşamaktadır. Bu nedenle bu kişiler yetişkinlikte hissizlikten şikayet eder, aşık olamadıklarını söylerler. Biraz hissettikleri ilişkilerde de ne tam bağlanırlar ne de partnerinin ona bağlanmasına tahammül ederler. Yakın ilişki kurmakta zorlanır, eşlerinin onlara duygularını açmalarını samimi bulmaz ve güven sorunu yaşarlar. Partnerlerinin kendisine yakınlaşma çabalarını durdurmaya, kullandığı sevgi sözcüklerini duymazdan gelmeye ya da alaycı karşılıklarla geçiştirmeye çalışırlar.
Bağımsızlıklarına düşkündürler. Issız Adam filmindeki Alper karakterinin bağlanma stili buna örnek olarak gösterilebilir. Filmde Alper’in sadece sevgilisi Ada ile ilişkisi değil, annesiyle de mesafeli ilişkisi bağlanma sorununu gözler önüne sermektedir. Bu kişiler çoğunlukla romantik ilişkiler yerine kısa süreli cinsel ilişkileri tercih ederler. ‘One night stand’ duyguların olmadığı kısa vadeli cinsel bağlantılar onlara göredir.
Saplantılı bağlanma
Bu bağlanma türüne sahip bireyler kendilerine güvenmezler, kendilerini değersiz görürler; başkalarına ise güvenirler. Saplantılı bağlanan kişilerde en belirgin özellik, kendine güven eksikliğidir ve sürekli olarak bir terk edilme senaryosundan korku halidir.
Bu kişileri anlatmak içim ‘Ya benimsin ya kara toprağın…’ ifadesini kullanabiliriz. Aşk ya da bir başka deyişle büyük hayranlık duydukları kişiyi elde etmek için büyük hareketler yapar, pahalı hediyeler, romantik sürprizler vs. gibi davranışlarda bulunabilirler. Bu kişiler partnerleriyle aşırı yakın olmak isterler ve dünyanın merkezine partnerlerini koyarlar. Sevgililerinden yüksek derecede yakınlık, aşırı ilgi ve hassasiyet beklerler. Partnerlerinin ilgilerinden hiçbir zaman tam tatmin olmazlar, onların gözünde kendilerinin değersiz olduklarını düşünür ve bu yüzden sürekli ilgi için paranoid şekilde her şeyi kontrol ederler. Partnerleri hakkında olumsuz fikirlere sahiptirler çünkü genellikle insanların iyi niyetine güvenmezler. Bu kişiler ilişkilerinde duygularını abartılı bir şekilde belli eden, endişeli ve dürtülerini kontrol etmekte güçlük çeken bireylerdir. Bir aldatılma durumunda ya da şüphesinde eşini öldüren ve ardından kendilerini de öldüren suçlular genelde bu gruptadır. Saplantılı bağlanma stiline sahip bireyler Hollywod’a sıklıkla konu olmuşlardır.
Korkulu/kaygılı bağlanma
Bu bağlanma tarzına sahip olanlar, hem kendilerine hem de başkalarına güvenmezler. Kendilerini değersiz görür, başkalarını da güvenilmez kişiler olarak algılarlar. Bu kişiler aşık olurlar, yakınlık isterler fakat eşlerine güvensizlik hissettiklerinden, aşırı duyarlı ve hassastırlar. Her an terk edilme korkusu duyarlar, hem eşleriyle, hem de yalnız kalamazlar. Yabancılara karşı ürkek, çekingenlerdir. Onlar için vedalar korkutucu ve hüzün doludur. Korkulu bağlananlar da saplantılı bağlanmada ki gibi sürekli ilgi, seni seviyorum temalı mesajlar ve yoğun yakınlık isterler; ancak bu stil sahipleri saplantılı bağlanma stilindeki gibi saldırgan tavır yerine içe dönerler ve ağlarlar. Kaygı karşıya aktarılmaz kendilerine döner.
Yani bağlanamıyorum aşık olamıyorum diyenlerde, aldatma eğilimi içinde olup sık partner değiştirenlerde, sevgilime bir türlü güvenemiyorum hep beni aldatacakmış gibi hissediyorum diyenlerde temelde bağlanma stili sorunu yaşayan insanlardır.
Bunları fark etmek ve kendi aile öykünüz içinde sebepleri bulursanız, sonraki ilişki tercihlerinizi hatta zaaflarınızı dahi kontrol edebilirsiniz.
Aliye Karaşahin