Hissedilen Sosyal Acı: Reddedilme Korkusu
Yeni bir ortama girerken, yeni birileriyle tanışırken, iş görüşmelerinde, birinden romantik anlamda hoşlanırken veya ilişki ya da evlilik içerisinde her insanın endişe yaşadığı, korktuğu, çekindiği durumlar olabilir. “Acaba anlaşabilecek miyiz?”, “Nasıl insanlar olacak ortamda?”, “Bunu desem tepki çeker miyim?” gibi endişelerimiz olabilir. Ancak bu düşünce ve endişeler fobi haline gelip sosyal ortamlardan, iş görüşmelerinden ve kendini ifade etmekten kaçınmak reddedilme korkusunun işaretleri olabilir.
Reddedilme korkusu; her girdiği ortamdan ve herkes tarafından dışlanıp, kötü duruma düşürüleceğine olan inanç ve bu inancın yaşattığı korkudur. Reddedileceğine dair inanç yaşayan bir birey dışarıdan özgüvensiz, belki içe kapanık ve bedensel olarak çökkün olarak değerlendirilebilir. Bu değerlendirme eninde sonunda kişiyi yine reddedilme yaşantısına sürükler. Durmadan ne yaparsa yapsın reddedilen kişilerde yılgınlık, bıkkınlık, özgüven eksikliği, değersizlik ve sosyal ortamlardan kaçınma görülür. İnsanın en önemli ihtiyaçlarından biri olan sevgi ve kabulün en başından gerçekleşmeyeceğini görmek birey için fiziksel acıdan daha fazla hissedilir ve unutulması daha zor olur.
Reddedilme düşüncesinin sorgulanmayan bir inanç haline gelmesinde çocukluk döneminin büyük etkisi vardır. Ne yaparsa yapsın cezalandırılan, yeterli ve sürekli sevgi görememiş, korkutulmuş, sürekli eleştirilmiş, sindirilmiş veya terk edilmekle/ sevilmemekle tehdit edilmiş çocuklara özgüven eksikliği ve değersizlik hissi yaşatır, her durumda dışlanacağı inancının oluşmasına neden olur. Çocuk her yaptığı davranışın hatalı olduğu ve sonunda kabul görmeyeceğini hisseder ve bu hissi yetişkinliğine de taşır.
Yetişkinlik döneminde reddedilme korkusu kendini yeni ortamlara girerken çekinme ve korkma, yemek yiyememek, konuşmada güçlük çekmek gibi durumlarla gösterir. İş görüşmelerinde de özgüveni az, konuşmada güçlük çeken ve işe hakim gibi görünmeyen bir imaj yaratmaları olası. Sadece ilk buluşmalar değil başlamış, devam eden ilişkilerde ve evliliklerde reddedilme korkusu yaşayan bireyler bu korkuyu üzerlerinden atamazlar. İlişkilerde bağlılık ve aidiyet duygularını zedeler; kıskançlık, güvensizlik, terk edilme korkusu, özel eşyaları/ telefon/ sosyal medya hesaplarını karıştırma davranışlarıyla kendini belli eder.
Reddedilmekten korkan ve sürekli kaçan insanların zihinleri genellikle yetersizlik, aşağılanma, değersizlik ve işe yaramazlık çağrışımları yapan anılarla çok meşguldür. Aslında bu anılarla ve duygularla yüzleşmek, reddedilmekten çok daha zor ve ağır olabilir. Reddedilme korkusunu yıllarca beslemiş, hissettiklerinin farkına varmayıp kendilerini hakkındaki inançlarını sorgulamamış bireyler kendi ihtiyaçlarını önemsemezler, üzerini örterler. Zamanla hayır diyemeyen, kendini kullanılmış hisseden, mutsuz olan, hayal kırıklığı ve üzüntü yaşayan yetişkinler olabilirler.
Reddedilme korkusu yaşayan bireyler, bu korkudan kurtulmak istedikçe daha çok reddedildiklerini fark edebilir. Bu durum sanıldığı kadar kötü bir durum değildir. Sürekli red ile karşılaşan biri bir süre sonra hassasiyeti geçmeye başlayacak, reddedilmenin üzerinde çok fazla durmayacaktır. Ancak red korkusu ve beraberinde getirdiklerinden kurtulmak için neden üstesinden gelmeniz gerektiğine dair bir liste oluşturabilirsiniz. Her aldığınız olumsuz yanıttan sonra bu listedekileri hatırlamak pes etmenize engel olacaktır. Arkadaşlık kurmadan önce iyice gözlemlemek, beden dili ve yüz ifadeleri ile size en cana yakın ve ılımlı görünen kişilerle küçük ve ciddi adımlar atabilirsiniz. Çabalarınıza rağmen uzun zamandır korkunuz geçmiyor ve duyarlılık hiç azalmıyorsa, reddedilmenin altındaki duygular, anılar, kişisel düşünceler ve imajlar önemini koruyor demektir. Bu aşamada bir uzmandan yardım almanız hem yüzleşmenize hem ilişkilerinize hem de hayatınızın kontrolünü elinize almanıza yardımcı olacaktır.
Klinik Psikolog Duygu ERTEN