Korkutucu Olan Yalnızlık Değil Yalnız Hissetmektir: Monofobi
Yalnızlık Korkusu; Monofobi
Hemen hemen her bireyin kalabalıklar içerisinde ve yalnız kaldığında yapmaktan keyif aldıkları aktiviteler vardır. Sevilen insanlarla birlikte paylaşımda bulunma, sohbet etme ve yeni anılar biriktirme hem ilişkileri zenginleştirir ve kalıcılığını artırır hem de hayattan alınan keyifli artırır ve günlük rutinde hissedilen stresin azalmasına yardımcı olur. Yalnız kalındığında dinlenmek, kitap okumak, yeni yemekler yapmayı denemek, yeni müzikler dinlemek, izlenmesi ertelenen filmleri izlemek, kendimizi dinlemek ve kendimiz hakkında düşünmek yalnız kaldığımız anları keyifli geçirmemize ve yaşam kalitemizi artırmamıza yardımcı olur.
Yalnızlık korkusu; bir ortamda fiziksel olarak tek başına kalmaktan ziyade tek başına ve yalnız hissetmekten korkma durumudur. Kalabalık bir grubun içerisinde bile olsalar kendilerini yalnız, göz ardı edilmiş veya dışlanmış hissetme eğilimleri fazladır. Yalnızlık korkusunu yaşayan bireylerde ileride yalnız kaldıklarını düşündükleri zaman başlarına kötü şeyler geleceğinden korkma, rasyonel düşünceden uzaklaşma, bayılmaktan korkma, yalnızlık düşüncesinden başka bir şeye odaklanmakta zorluk yaşama ve yalnızlık ile ilgili yoğun stres yaşama sıklıkla karşılaşılır. Alkol- madde kullanımı, intihar düşüncesi ya da girişimi yaşanabilir.
Yalnızlık korkusu hissedildiği andan itibaren bedende birtakım değişimler fark edilebilir. Baş dönmesi, terleme, ağız kuruluğu, mide bulantısı, sersemlik, soğuk/sıcak basması, düzensiz nefes alma, kalp çarpıntısı, nefes darlığı, titreme uyuşukluk ve karıncalanma hissi ortaya çıkabilir. Belirtilerin yanı sıra bir rahatsızlık olarak da karşımıza çıkabilir; depresyon, panik atak ve okb gibi. Kendilerine iyi gelmeyen bu belirtilerin bir kısmını yaşayıp yalnız kalmaktan korkan bireylerde istemediği durumlara katlanmak zorunda kalma, hayır diyememe, insanlarla duygusal olarak paylaşımda olamama, zaman zaman kullanılma, yanlış kişilerle arkadaş olup sürdürme çabası içerisinde olma ve hoş görünmeye çalışmak iyi hissettirmeyen durumlardan kurulmaya çalışırken başka yaşanabilecek sorunlara zemin hazırlar.
Yalnızlık korkusu hissedip bunun için önlemler almalarına rağmen kendilerini sürekli önlem almak zorunda hissederler ve arayış içerisinde olurlar. Bu davranışların altından genellikle terk edilme korkusu, reddedilme korkusu, bireysel kusur olarak algılanan durumlara fazlaca odaklanma, umutsuzluk, öfke, mutsuzluk, yetersizlik, çaresizlik ve sevilmeme duyguları yatmaktadır. Sürekli bu duyguların en az birini bile yaşamak bireylerde özgüven kaybına ve depresif ruh haline neden olabilir. Daha da derinlere inecek olursak bu bireylerin çoğunda genetik yatkınlık, çocukluk dönemindeki ayrılık kaygısının şiddeti, çocukluk çağı travmaları (ebeveyn boşanmaları, hastalık, ölüm, aileden ayrılık), ihmal edilmek, terk edilmekle tehdit edilmek ve hiç yalnız kalmamak yetişkinlik yaşamında monofobiye dönüşebiliyor.
Yalnızlık korkusunun nedenlerini fark edebilmek için; yalnız kaldığınızı düşündüğünüzde hissettikleriniz, isteklerinizi, beklentilerinizi bir deftere/kağıda not alıp aklınıza gelen yaşantılarınızı/anılarınızı ekleyebilirsiniz. Aralarındaki benzerlik veya bağlantılar keşfedebilirsiniz. Hoşunuza giden, sevebileceğiniz aktiviteler keşfedip grup etkinliklerine katılabilir, aynı zevklere sahip olduğunuzu insanlarla daha çok iletişime geçebilirsiniz. Grup terapilerini araştırabilir ve başlayabilirsiniz. Yalnızlık korkusu temelleri ve nedenleri çok eski yaşantılara dayanabilir ve yüzleşmekte zorluk yaşatabilir. Değişimden çekinmemeli ve konuyla ilgili bir uzmandan psikoterapi alabilirsiniz.
Klinik Psikolog Duygu ERTEN